Sezon çok hareketli olmasa da, Kurban Bayramı tatilinde hatırı sayılır bir yoğunluk vardı. Öte taraftan taşıma fiyatları da daha istikrarlı hale geldi. Ancak bir taraftan akaryakıt fiyatları, diğer taraftan yolcu sayıları azalınca, yine sektörün içinde bir rekabet başladı.
Yolcu sayılarında ciddi azalmalar, sefer sayılarında ciddi azalmalar, bunları görüyoruz; artık bunlara alışmamız lazım. Çünkü bundan sonra farklı olmayacak, herkesin bunu bilmesi lazım; buna göre önlem alması lazım.
Sektörde yüzde 40 gibi ciddi bir küçülme oldu. Bu yüzde 40’lık küçülme yolcu ve sefer sayılarına yansıdı, onun için sektörde ciddi bir atıl kapasite birikti, bu atıl kapasiteyi yönetecek şekilde bir yönetmelik çalıştay yapacağız.
Yönetmelikte bunların dikkate alınması lazım; kaynak israfını önleyecek, verimliliği arttıracak düzenlemelerin yapılması lazım… Bununla ilgili çalışmalarımızı tamamlayıp, 14 Eylül’de Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın yapacağı çalıştayda gündeme getireceğiz.
Çalıştayda, acil sorunlarımızı ve çözüm önerilerimizi de katılımcılarla paylaşacak, destek talebinde bulunacağız. Bunun için çalıştay öncesi sektör mensuplarımızdan da görüş ve taleplerini bizlere iletmelerini istiyoruz.
Ben, TOBB Karayolu Yolcu Taşımacılığı Sektör Meclisi’nde tüm meslektaşlarıma çalıştayla ilgili duyuru yaptım; üzücüdür hiç kimseden olumlu veya olumsuz bir yanıt gelmedi. Bu da sektörün kendi sorunlarına karşı ne kadar ilgisiz ve ne kadar kayıtsız kaldığını gösteriyor.
Birkaç firmayı tenzi ediyorum; firmalarımız günlük yaşıyorlar, bunları görebiliyoruz; günlük sorunlarına çözüm üretmeye çalışıyorlar, gelecekle ilgili hiçbir planlarının olmadığını net olarak anlayabiliyoruz.
Bunun için de sektörün sivil toplum örgütleri olarak, sektörün önde gelenleri olarak, yol haritası çizmemiz lazım. Firmalarımızın da bu yol haritasına destek vermesi lazım. Sorunlarını ve çözüm önerilerini gündeme getirmeleri lazım.
Bu arada sayın Cumhurbaşkanımızın ve bakanlarımızın katılımıyla Ekonomik Şura da yapılacak. Ekonomik Şura’da sektörün öncelikli 5 sorun ve 5 çözüm önerimizi gündeme getireceğiz.
Bu konuda Sektör Meclisi’ndeki whatsapp hattında bildirim yaptım; ama henüz hiç kimseden sorun ve çözüm önerisi gelmiş değil. Anlayacağınız sorun ve çözüm önerilerini yine kendimiz tespit edip kendimiz belirleyeceğiz. Tabii yine de görüş almaya çalışacağız.
Firmaların desteğine ihtiyacımız var
Sektörde sıkıntı, giderek büyüyor ve birçok firmamızı tehdit eder noktaya doğru ilerliyor. Akaryakıt fiyatlarının ne olacağını göremiyoruz, bir belirsizlik var. Aşağıya doğru gidişi ümit verici, ama 23 liralar da bu sektör için çok yüksek rakamlar. Kış aylarında rekabet başladığında, sıkıntı çok daha fazla büyüyecek.
Tabii otogar çıkışları ve artan diğer maliyetler de sırtımızdaki yükü daha çok ağırlaştırıyor. Şunu görebiliyoruz işlerimizde yüzde 40 daralma var, çıkan otobüs sayıları azaldı, otogar işletmecilerinin masrafları arttı… Masraflar artınca bu da çıkış ücretlerine doğal olarak yansıyor. Kış ayları sıkıntılı geçecek, bunu herkesin bilmesi lazım, ona göre de çözüm üretmesi lazım.
Tüm bu sıkıntılar yaşanırken; online bilet satış işlemleri, Anadolu Yakası Otogarı, ücretsiz servislere çözüm bulunması gibi bir türlü rahatlatıcı adımları atamıyoruz. Hep söylüyoruz, temcit pilavı gibi önümüze koyuyoruz; ama firmalardan yeterli desteği alamadığımız için bir arpa boyu yol alamıyoruz. Ama biz, tüm bu konuların takipçisi olmaya devam edeceğiz. Umarım sektör de, birlik beraberlik içerisinde bizlere destek verir ve tüm bu meselelere çözüm getiririz.
Sivil toplum örgütleri, firmalar, firmaların sahip ve yöneticileri, Ankara’da firma sahipleri tarafından kurulan OİSD; hepimizin ortak olarak bu sürece katılması gerekiyor. Yoksa herkes ayrı telden çalarsa, eski tas eski hamam devam edecek ve sadece sıkıntıları dile getirmekle kalmış olacağız.
Onun için tek yumruk gibi olmayı becerebilmemiz lazım, bunun için de kimsenin kimseye önyargı ile bakmaması lazım. Yanlış olanların yanlışlarını yüzlerine söyleyip, yolumuza devam etmemiz lazım. Firmaların temsil edildiği dernek kuruldu, bu dernek ayrı tarafta, sivil toplum örgütleri ayrı bir tarafta olmaz.
Mutlaka bir sentez yapmamız lazım. Birlik beraberlik içinde ortak sorunlara, ortak çözümler üretmemiz lazım. Önümüzdeki dönemde çok sıkı bir çalışma gerekiyor. Sadece yönetmelik, bilet satış sistemleri, servis hizmetleri ve Anadolu Yakası Otogarı da değil, otogar maliyetleri, işletme giderleri bunlarla ilgili de mücadele başlatılması lazım.
Otogarlar konusunda Belediyeler Birliği ile çalıştay yapılması kaçınılmaz hale geldi. Her önüne gelen istediği gibi otogar yapıp, maliyetini sektöre yansıtamaz.
Otogarlar için yeni bir mevzuat lazım
Tabii iyi niyetli belediye başkanlarımız güzel otogarlar yapıyorlar, ama kötü örnekler maalesef çok daha fazla. Mesela Ordu Otogarı…
Ordu Otogarı’nda şu anda işletme giderleri oldukça yüksek. Cam fanustan yapılmış otogarların işletme giderleri çok yüksek, bunlara gerek yok. Otogarların daha minimalist, arz talep dengesine göre planlanması lazım. Kapalı mekânları az, açık mekânları çok yapmamız lazım; çünkü bizde kış yolcusu az, yaz yolcusu çok, dolayısıyla otogarları yaza göre projelendirmek lazım.
Isıtmayı, soğutmayı, havalandırmayı, güvenliği, temizliği ona göre planlamamız lazım. Otogar projeciliği bundan sonra çok daha ciddi bir iş haline geldi.
Bodrum’da görüyoruz; belediye başkanımız Bodrum’da hakikatten çok güzel, çok modern ve havaalanı standartlarında bir otogar yapmış. İki katlı otogar, yürüyen merdivenler hepsi çok güzel, projeyi yapan da güzel düşünmüş; ama ihtiyaçların çok ötesinde, beklentilerin çok ötesinde bir otogar olmuş.
Artık çok katlı otogarların sektöre yarar getirmediğini çok net bir şekilde biliyoruz. İzmir’de yaşadık bunu ve şu anda Bodrum’da yaşıyoruz. Alt katı tamamen atıl durumda olan bir otogar var, tek katla sorun çözülebilirdi. Üst katlarda büyük mekânlar var, terminaller dar bir alana sıkıştırılmış. Geniş alanda yolcu salonu var, yolcu için gayet uygar bir otogar olmuş. Ama bir şey düşünülmemiş Bodrum Otogarı’nda onu da söylemem lazım.
O konuda da belediye yetkilileri ile görüşüyorum. Bu arada otobüslerin parklanma alanı düşünülmemiş, zira şu andaki mekân içinde parklanma mümkün değil. Onun için buna bir çözüm üretmemiz lazım. Ben de bu konuda bir çalışma sürdürüyorum.
Bakalım becerebilirsek buradaki sefere gelen otobüslerimizin sefer sonrası arabalarını park edip bindirebilecekleri bir mekan temin edeceğiz.
Yoksa orman içinde, sokaklarda, deniz kenarlarında, plajların önüne araba çekerek otobüs işletmecilerinin uykusuz kalmaları da söz konusu oluyor. Bu konuda mutlaka çözüm üretilmesi lazım.
Ama daha da önemlisi Muğla, Bodrum ve Marmaris ile sınırlı değil. Muğla Büyükşehir Belediyesi, otogarlar silsilesi olarak bir çalışma başlatmış. Otogarların tamamı aynı mantıkla yapılmış; güzel, modern ama işletme giderleri yüksek otogarlar. Ayrıca da araç parklanması gibi çok önemli konularda zaafiyeti olan otogarlar.
Tasarruflu otogarların olması lazım, işletme giderlerinin az olması lazım. Onun için Belediyeler Birliği ile önümüzdeki günlerde çalışmayı başlatmamız ve bundan sonra yapılacak her otogarın sektörün ihtiyaçlarına ve sektörün görüşü alınarak yapılması lazım.
Bu noktada Ulaştırma Bakanlığı’nın da mutlaka onayı gerekiyor diye düşünüyorum. Otogarların konumlandırılmasında, projelendirilmesinde bu yıl çok işimiz olacak. Ancak hepsinden önemlisi sektörün gidişatı iyi değil. Yüzde 40 yolcu ve sefer daralması var, bütün bunlar için çözüm önerileri geliştirip yönetmeliğe ve mevzuata yansıtmamız lazım.
Sektörün de birlik beraberlik içinde olması lazım. Bu taşıma organizatörlüğü kavramı, sektörün önündeki en önemli konudur. Mutlaka bunu hayata geçirmemiz gerekiyor. Sektördeki atıl kapasiteyi, kentiçi taşımacılığı da içerisine katarak ortadan kaldırmamız lazım.
İETT’den hat almamız lazım… İzmir’de, Ankara’da, büyük şehir belediyelerinde yatırımlarımızı kısa mesafe şehiriçi taşımacılığa doğru kaydırmamız lazım.
Kurumsal bir şekilde konsorsiyumlar oluşturup, firmalarımızın buraya doğru evrilmesi lazım. Yatırım kapasitesini atıla değil, aktife doğru yönlendirmek lazım. Tabii devletin de buna destek olması lazım; bu konuyu da biz Ekonomik Şura ve ilgili platformlarda gündeme getirecek, sektörün önünü açmaya çalışacağız.